Bir zamanlar doğunun Paris’i olarak tanımlanan Bükreş, Çavuşevksu’nun kendi ihtirasları sonucu bambaşka bir kimliğe bürünmüş. Günümüzde daha çok eğlence konusunda ön plana çıksa da Sovyet mimarisi etkisindeki binalarını görmek ve büyük parklarında vakit geçirmek için 1-2 gününüzü ayırabileceğiniz bir şehir.
Romanya’nın başkenti Bükreş, ülkenin en gelişmiş şehri olsa da turistik olarak pek bir şey vaad ettiği söylenemez. Bir tarafta hala Sovyet etkisinin izlerini taşıyan devasa gri binalar, diğer tarafta değişen hayat şartlarıyla en doğusunda bulunduğu Avrupa’ya alışma çabasındaki modern yüzü.
Ben nedense bu şehri sevdim. Belki çok beklentim olmadan gittiğimden belki de yakın tarihte halkı yaşadığı acılarla kendimi içselleştirmem bunda etkili oldu. Gitmeden önce özellikle 2. Dünya Savaşı sonrası ve Çavuşesku dönemi tarihini okursanız ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Zaten şehri gezerken bu dönemin izlerini sokaklarda, binalarda ve hatta insanların yüzlerinde göreceksiniz. Ayrıca ucuz bir şehir. Avrupa’da olup Türkiye şartlarına göre ucuz bir Avrupa şehri gezmek istiyorsanız planlarınıza Romanya’yı ekleyin. Eğlenceli vakit geçireceğiniz ise garanti.
Dört günlük Romanya planımda bir gün ayırdığım Bükreş’te gezilecekler listesini oluşturmam beni çok zorlamadı desem yeridir. Sadece listedekileri gördüğüzde bile Bükreş’i turistik olarak gezdim diyebilirsiniz.
1-Bükreş – Eski Şehir Merkezi
Doğu Avrupa ülkelerindeki ‘old town’lara göre oldukça sönük kalıyor. Muhtemelen bu bölge de Çavuşevksu’nun hışmına uğramış. Eski şirin evler yerine doğu bloğu ülkelerinde sıklıkla görülen kocaman, gri renkli, ruhsuz binalar yapılmış. Küçük meydanlara çıkan toplamda 3-5 arnavut kaldırımlı sokaktan oluşuyor. Yine de burada restoranlar, cafeler, dükkanlarla sosyal hayat canlandırılmış. Akşamları daha hareketli. Burada görülmesi gereken yerlerin başında ise Biserica Stavropoleos ve Palatul Voievodal Curtea Veche geliyor. Eskiden kervansaray olarak kullanılan Hanu’lui Manuc ise tarihi bir han. Şu an içerisinde restoran ve kafeler bulunuyor. Bu bölgeyi toplamda rahat rahat 2 saatte gezebilirsiniz.
2-Palatul Parlamentului-Parlamento Sarayı
Pentagon’dan sonra dünyanın ikinci en büyük idari binası etiketini taşıyor. Çavuşevksu’nun gösteriş abidesi sarayı. Ülke ekonomisinin neredeyse bütün kaynaklarını kullanarak burayı inşa ettirmiş. Halkı sefaletten ölürken kendisi için bu şaşalı binayı dikmek belki de onun için sonun başlangıcı olmuştur. Zaten binanın bitişini de görememiş. İlginç bir detay ise binada sadece ülkesinde ürettirilen malzemeleri kullanması. Günümüzde binanın bir kısmı devlet idaresinde kullanılırken, bir kısmı müze, bir kısmı ise bomboş. İçini görmek için turlar düzenleniyor, isterseniz katılabilirsiniz.
3-Parcul Cismigiu
Parklar, bahçeler konusunda Bükreş oldukça iddialı. Şehirde birçok güzel park bulunuyor. Benim en sevdiğim ise Parcul Cismigiu ya da daha tanıdık ismiyle Çeşmeci Parkı. Bükreş’teki en eski parklardan olan Cismigiu, ismini eskiden şehrin su dağıtımından sorumlu olan ve halk arasında ‘büyük çeşmeci’ olarak anılan şahıstan almış. Ortasında bir gölet olan ve ağaçlarla çevrili park aynı zamanda bir botanik bahçesi gibi çiçeklerle süslenmiş. Vakit geçirmek için harika bir yer.
4-Manastirea Radu Voda
Bükreş’teki Roman Ortodoks manastırı. Piata Unirii meydanına yakın ve aynı zamanda nehir kıyısında bulunan kilise, konum itibarıyla Romanya topraklarının bilinen en eski yerleşim yerinde bulunuyor. Birkaç kez yıkılıp yapılsa da Bükreş’teki en eski tarihi yapılardan birisi. Curtea de Argeş kilisesinin mimarisinden esinlenerek yapılmış. Hala faaliyette olduğundan gidip içini ve dışını gezebiliyorsunuz. Ama çok da bir beklentiyle gitmeyin.
5-Romanian Athenaeum
Şehrin öenmli caddelerinden olan Victoriei Caddesi üzerindeki Romanian Athenaeum çok eski olmasa da tarihi bir konser salonu. Mimarisinde Antik Yunan ve Antik Roma dönemi tarzlarının yeniden canlandırılmasıyla ortaya çıkan neoklasisizm akımından esinlenilmiş. Binanın içindeki freskte, Roman imparatoru Trajan tarafından Dacia’nın fethiyle başlayan ve 1918’de Büyük Romanya’nın kurulmasıyla sona eren Romanya tarihinin en önemli anları tasvir edilmekte.
6-Antipa Museum ve Museum of the Romanian Peasant
Bükreş’te müze gezmek isteyenler için en önemli iki müze. Çeşitli hayvan koleksiyonlarının sergilendiği milli doğa tarihi müzesi Antipa Museum, bozulmamış dinozor(Deinotherium) iskeletiyle öne çıkıyor. Romen köylü müzesi; Museum of the Romanian Peasant, Romenlerin kültürel ve tarihi hayatına dair eserlerin sergilendiği bir müze.
7-The Arch Of Triumph
Romanya’nın bağımsızlığını kazandıktan sonra yapılan ahşap takın yerine sonradan 1.Dünya Savaşı’na ithafen yapılan zafer takı. Paris’tekine oldukça benziyor. Müze olarak kullanılıyor ve terasına çıkılabiliyor.
8-Muzeul National al Satului “Dimitrie Gusti”
Herăstrău Gölü’nün kıyısında kurulan Muzeul National al Satului, içinde köy evi, ahır, kilise, değirmen gibi Rumenlerin köy yaşantısına dair eserlerin sergilendiği bir açık hava müzesi. Bazı evlerin içi de eski yaşantıya uygun şekilde dekore edilmiş. Avrupa’da kurulan 3. açık hava müzesidir. Bir ara ülkeye gelen göçmenler, kalacak yer bulanamadığından müze arazisinde konaklatılmışlardır. Avrupa’da gezdiğim emsalleri karşısında pek etkilenmediği ama vaktiniz varsa uğrayıp gezebileceğiniz yerlerden.
9-Parcul Herastrau
Bükreş’teki parklardan bir diğeri olan Parcul Herastrau, köy müzesinin hemen yanında Herăstrău Gölü’nü içine alacak şekilde konuşlanmış bir şehir parkı. Park içindeki yürüyüş yollarında ve göl etrafında dolaşabilir, sandal kiralayarak göl üzerinde gezinti yapabilir, düzenlenen çeşitli aktivitelere katılabilirsiniz. Bükreş gezisinin yorgunluğunu atmak, dinlenmek ve eğlenceli vakit geçirmek için burayı ziyaret edebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder